28 Şubat 2011 Pazartesi

hede ve hödö.

Bulunduğum şehri sevmiyorum. Buraya katlanıyorum. Tek sebep: İstanbul'a bir saat uzaklıkta olması. Okuduğum bölümden ve okulumdan memnunum fakat sınıfımdan memnun değilim. Sınıftaki insanlar, insan müsveddeleri gibi geliyor bana. Evlenmek için okuyan kızlar,hayatında hiç kitap okumayanlar, alkol kullandığı için övünen ergenler,feysbuk denen şeyi hayattan daha çok ciddiye alanlar ve daha niceleri..

Oda arkadaşım Seren'i çok seviyorum.

27 Şubat 2011 Pazar

16 Şubat 2011 Çarşamba

kalp.

 "Ben çok güzel kalp çiziyorum." dedi ve çizdi.

-İki yanağı birbirinden ayrılmış göte benziyor. Ben kalp çizemiyorum.

şöyle de böyle de.şudur budur.

O'nu çok özledim.
Bu fotoğraf zımbırtısını yaparken de çok eğlendim.
Oh.
Özlemim geçmedi ama.
Bok geçer zaten.
Oyh.

14 Şubat 2011 Pazartesi

keşke #üç.

Birilerini bi' şekilde mutlu ediyorsam yüzlerini görmek isterim. Karşılık beklemem. Aman teşekkür etsin de değil. Mahçup olsun da demiyorum. Sadece mutlu olduğu an yüzünü göreyim yeter. Çünkü fena halde mest oluyorum. İşte o an tarifsiz bi mutluluk yaşıyorum. Şu ana kadar bu mutluluğu bir kez kaçırdım. Çok pişmanım. Keşke akşam yedide gitseydim ve yüzünü görseydim.

Bir'in Hikayesi.


"Bir’in Hikayesi


merhaba.! yanına oturabilir miyim ? Bu kez sınıfta baska yer kalmadı diye değil.Dinler misin diye beni , ilk defa soruyorum.çünkü biliyosun ; eskisi gibi bana yapacaklarımızdan söz etmiyorsun.Sadece doğru anları hatırlayıp buraya yazmalıyım.Hepsi çok hızlı geçiyor.Buldum sanırım.

” Benimle bu cumartesi deniz kabuğu toplamaya gelir misin ? mutlu olurdum.”

Sonra konuşurduk.Çıkacağımız uzun yolculuklardan,anlamadıgımız insanlardan açardık hep sözü.İnanırdık yapmak istediklerimize destek cıkardık hep birbirimize.Saygı duyardık hepsinden evvel,usul dinler sonra basımızı sallardık öne arkaya.Haklıydık degerliydik ve hep gösterirdik bunu birbirimize…Telaşlanır,heyecanlanırdık birbirimizden duyacagımız yeni öykülerde.-ki bu sırf uzun yaşayamayacaksak da hayatı pek cok şeyi daha cabuk öğrenip,onlar gibi daha pek cok öyküye yer acabilmek içindi.

Buldum.

”bi yolculuğa cıkalım ve sen hep konuş.bende koluna girip başımı omzuna yaslayayım…cok mutlu olurum.seni seviyorum.bi gün 2 biletle gelirim sana.sarıldım cok.”

Bir varmış,hiç kimse yokmuş…

(ve üşümek güzelmiş)"

~O'nun Bir'i ,benim.

9 Şubat 2011 Çarşamba

lütfen.


"Piramitteyim hacı!"







Merebaa.
Direk konuya giricem.
Suratıma baka baka inceden küfredip bana sırf Antalyalı olduğum için orospu damgası yapıştıran insan. Okulda senden kurtulamadım. Bir de tuttun tatilde Antalya'ya geldin ya helal olsun! Yetmedi tuttun beni aradın. "ben Antalya'dayım gel görüşelim." dedin. Seni görsem selam vermem numaramı niye vermişsem resmen salaklık etmişim. kendimi kınıyorum. kendime kızıyorum. kendime sırf bunun için bok atıyorum. boklu ben!

Şimdi. Siktirip git lütfen!

4 Şubat 2011 Cuma

rüya #iki.

Alpay Erdem'i rüyamda gördüm. Özlem'i ona sütlaç yapmamıştı. Kalktım sütlaç yaptım. Mutlu oldu.
Saçları çok yumuşaktı ve beni sevdi. Mutlu oldum.

3 Şubat 2011 Perşembe

işte zebra.




 
Pek gözükmüyor ama,
işte Zebra!


tuttu birinci oldu.


Bugün hep bu şarkıyı söyledim nedense ve çok fena duygulandım. Dergilerde şarkı sözü yayınlanmıştı da almıştım. Oturup ezberlemiştim. Çok fena sevmiştim. Tuttu birinci oldu. Ne biçim de sevinmiştim. Ah ya..

2 Şubat 2011 Çarşamba

değilse bıdı bıdı.



"Onunla tanışmamız bir yaz akşamına denk gelir, soda içmek istediğim bir yaz akşamı.

Onu sevmem, Haydarpaşa için soğuk, rıhtım için sıcacık bir akşam üzerine denk gelir. Dünya’nın üzerine eğilmiş güneşin sarı ışıkları altında turuncu görünen saçlarına bakıyor olmama, elini tutmak isteyişimin tam ertesine, elini tuttuğum ana denk gelir. Onu sevmem Beyoğlu’na çıkan ara sokaklardan birine, karanlık bir yerlere denk gelir. Onu sevmem geç kalmışlığa denk gelir.
Onu ilk öpüşüm damarda coşkun, dudakta uçucu bir hazza denk gelir.
Utancım aklıma gelir,  utancım sabaha denk gelir… Pişmanlık kendime konuşturur beni, kelimeler cümle olmak istemez, dökülür geceye, fısıltılar yalvarır “Uyanma…” diye. Çünkü uyanacak olman tereddüte denk gelir, utancıma, yarına denk gelir…
Ve yarın gelir, tüm yarınlara müjde!.. Kurtuldular yalnızlıktan, kadar ölesiye…
Günler geçer, öyle bir an gelir, zaman geçmez, yarın çok geç gelir. Öyle severim ki, “Yarın görüşürüz!” demeyi…
Ama dur, kafiyelere sığdı mı aşk?.. Dilini yut, bildiğini unut, nefesin yeter… "
diye yazdı. Duygulandım. Beni seviyor.

>Bu da orjinali<

zebra.

Bilmiyorum kaç ay önce aniden ortaya çıkan bir kedi var. Siyah benekli beyaz bir kedi. Kediyi gördüğüm gün,O'nun kedi sevdiğini öğrenmiştim. Tesadüf ki dağ başında evcil bir kedi fena halde çıldırttı beni. Acayip sevindim. Sonra gider sandım. Gitmedi. Besledim onu. Bir de isim verdim. Zebra. Onu çok seviyorum. Artık beni tanıyor falan da. Çok seviyorum lan. Çok.Çok.

ZEBRA SENİ ÇOK SEVİYORUM!